Sevgi Platformu
 
  Ana Sayfa
  Slayt Şiirler
  Şiirler Video
  Seçme Videolar
  Komik Videolar
  Oyun Havaları Süper Videolar
  Resim Galerisi
  Webcam Chat
  Chat Sohbet
  Sevgiye Dair
  Aşk Ölçer
  Sizin Siirleriniz
  Haberler
  MEB den Haberler
  Canlı Tv İzle
  Film İzle
  Şiir Dinletisi
  Şiirler
  Türk Sanat Müziği Dinletisi
  Msn Nickleri
  İnilizce-Türkçe Sözlük
  Günlük Burçlar
  Seni Seviyorum
  Önemli Linkler
  Google Arama
  Çiçeklerin Anlamları
  Msn Arama
  Müzik Dinle
  Son Depremler
  Küçük Oyunlar
  İlginç Bilgiler
  IQ Test Oyun
  İstiklal Marşı
  Telekom Borç Sorgulama
  İlahi Bölümü
  Download Bölümü
  Doğum Gününü Hesapla
  Ziyaretşi Defteri
  İletişim
Şiirler

 

 

 

Küçüğüm!..


 Sessiz bir günbatımı yine ve yine herkes evlerine dağılıyor. Hava kararmış gibi biraz ve sanki yağmur yağacak birden. İlk önce küçük damlacıklar halinde sonrasında gök yarılırcasına şimşekler çakacak, yıldırımlar belli belirsiz yerlere düşecek. Belki..belki de canlar yakacak bir, iki, üç… Kim bilebilir. Sessizliğe ait bir yer var mıdır yer yüzünde. Tam huzura erdiğini düşündüğünde her şey tam tersine dönüyor ya.. Ya sonrasında ? Ağlıyor musun!.. Ne için bu gözyaşları? Hayattan yorulmak için daha çok gençsin küçük çocuk… Kalk kendine bak aynada. Dünya o kadar büyük ki sen sadece bir toz tanesi kadarsın. Ama toz tanesi kadarsın diye de kendini “Asla” değersiz görme!.. Sen önemlisin!.. Diğer insanları bilmem ama benim için önemlisin küçüğüm… Yolda yürürken gördüğün insanlara öyle bir bakıp geçme. Yüzlerine bir bak! Binlerce hayat var içlerinde. Belki hemen hepsinde yoktur elbette. Ama bir gün yüzünde güller açan insanları bulursun emin ol. Kendine güven küçüğüm!.. Kendine güven ki onlara kalbini açtığında incinen sen olma… Gökyüzüne bak yıldızlar ne kadar güzel. Ya dolunay? Ne kadar hoş bir ışığı var. Kalbini açtığın insanları düşün bir an. Yıldızlara benzet onları. En sönük yıldızlar seni anlamayan sana değer vermeyen öyle ki kimseyi anlayıp dinlemeyen insan kılıklı canlılardır. Bak gökyüzünde en parlak olan yıldızları gör. Onlar sana senden daha yakın olanlar küçüğüm. Derdini sen demeden senin yüzünden anlayan insanlar. Sen demeden acını paylaşan. Sevincini yaşayan ve olur ya seninle aynı kaderi yaşamış ve hala yaşayan da o parlak yıldızlara benzettiğin kişilerdir. Gün olurda parlak yıldızlardan daha da parlak olan Dolunay’a çarparsa gözün… İşte o zaman sen yalnızsındır artık. Diğer yıldızları unutuverirsin bir anda. Sana demelerine rağmen Dolunay’a hayran hayran her gece dalıp bakarsın. Kendinden öyle geçersin ki parlak yıldızların ışığının zamanla senden yoksun oldukları için solduğunu ve hatta gün gelip de yok olduklarını anlamazsın bile. Dolunay olmadığı geceler parlak yıldızlara bakmak yerine odana çekilir Dolunay ile ilgili şiirler yazarsın. Onun resimlerine bakıp hüzünlenirsin ve gün gelir ona ulaşmayı denemeyi bile düşünürsün. İmkansız olan bir şeyi denemek niye ? Ya boş yere umut etmek? İçinde bunları düşünürken anlarsın içinde ki bu tatlı duyguyu. Aşikların dili yoktur. Kalpleri söyler her şeyi. Dolunay da senin diğer yıldızlarda bulamadığın bir şey vardı. Diğerlerinden farklıydı o… Dolunay senin yeryüzünde sevdiğin kişidir küçüğüm. Öyle ki gözün kimseyi görmez. Onun için mümkün olan her şeyi yaparsın. Bir an olsun görebilmek. Göz ucuyla da ne yaptığına bakabilmek. Neler yapar, nelerden hoşlanır… Soruların ardı arkası kesilmez. En kör nokta: “Sevdiği biri var mı?”… Olabilir de, olmayabilir de… Seviyorsa elinden geldiğince ayırmaya mı çalisacaksin… Hayır!.. Ya ne peki… Uzaklaşacak mısın ondan? Ya da… Uzaklaşabilir misin ondan? .. Bu sorularla kendini kaybederken parlak yıldızlar senin etrafında seni sarar ve anlarsın ki Dostlar her zaman her yerde seninledir küçüğüm. Ama sanma ki dostların bu duyguya bir çözüm bulabilsin. Gene yalnızsındır sen. Dolunay’ı fark ettiğin o geceden beridir… Küçüğüm sen seninle var olansındır. Sevdiğin kişiyi gerçekten seviyorsan her ne olursa olsun sadece “mutlu” olmasını dilersin. Unutmak veya unutmamak sana kalmış. Her ne kadar unutamayacağını bilsem de… İçimde ki sen benimle sonsuza dek var olacaksın ve ben seni daima Dolunay’ı gördüğün gece büyütmeyeceğime söz verdiğim gibi kalacaksın "küçüğüm"… Aşkı sende gördüm ve seninle yaşatacağım. Şunu bil ki; Aşk! ancak sevilen sensen aşktır...


BEN MİSİN?

Hüzünlü bir şarkının adını koydum sana
Ben misin?  benden misin? bilemedim
Ruhum kanatlandı mı? yoksa
zamansızlık bu mudur diyemedim.

 

Bir küçük güvercin çırpınmada sağ yanımda
kanar mı? diye düşünmede miyim
vakitsiz ve uygunsuz zamanlarda mı sevdam
kaçıncı kapı bu hangi eşik  yoksa
benden misin? ben misin? geçemediğim.

 

Bir  solukluk nefes, utanası bir bakış ardında
nedeni nedir bilinmez kavuşmalarda
vuslat mıdır diyemediğim
ben misin? benden misin? bilemediğim.

 

Söylenmemiş sözcüklerde gördüğüm
küçük yüreğimin fırtınası şimdi
ruhun kanat çırpması budur artık
sen misin ?senden misin?
ben misin?
benden misin? bilemediğim



 
SEN
Kalbim iki kere çarpar artık
 Biraz ürkek biraz hızlı.
 
Geldiği gibi yaşanmalıymış belki
Ansızın çıka gelirmiş sevgi
 Her şeyi bırakıp gitmek seninle
 Bütün kurallara inat
Özgürce koşmak
Gittiği yere.  
 
İsmin ile soluk alırken   her an doğmak için yeni güne
 Beyin iki kisilik şimdi bir yürek değil iki atım zaman
Umut çiçekleri acıyor sevgide bütün dikenlere inat








=======Gitsene...Nolur..! ...Bi gitsene =======








Bir Tek Seni Unutamam

İçimden geçiyorum...

Çıldırıyorum...

Üzülüyorum...

Yokluklarda yok oluyorum...

Ağlamak istemiyorum artık..

Bu öldüresi sessizlik hiç hoşuma gitmiyor...

Aklım çok karışık..

Şurdan biri gelse, elimde derdinin dermanı dese,çaren işte bu dese ve bitse...!

Hiç kimse tanıdık değil artık ve hiç bir suret anımsatmıyor birşey..

Körelmişim yada kör`olmuşum...

Çığrından çıkıyor gitgide çığlıklarım, kendi içimde yine kendime patlıyorum..

Patlasam neye yarar,hiç işte.. Birşey olmuyor, zaman dolmuyor, vakit geçmiyor bir türlü ve olan olmuyor.."Ne olacaksa olsun artık" derken bile eriyor yavaş yavaş insan..

Çoğu var, eksiği yok isyanların..

Düğüm düğüm işlenmişler sanki kader yolumuza..

Her çakıl taşı altından bir isyan çıkıyor..

"Ortalıkta çorap söküğü gibi dolaşmasana..

Ama gitsene..

bi gitsene!!.."

Yetmedi, yetmiyor yada yetmeyecek mi bu azap deresinden akan kırmızı sular..

Bir sonu gelmeyecek mi sonsuz düşlerin yada kırıklarının..?

Ama ses vermeyecekse yine yankıların!

O zaman bu azaba kendi kendine son vermekte sakınca bulmayacak kulaklarım..

Üşürken,havanın buz gibi derin soluğunda terlerim...

Soğuktan buz tutmuş parmaklarım bir dokunuşta,tuzla buz olmayacak mı?

Olacak elbet olacak, hepsi bir son bulacak..

Birazdan...

Az sonra...

Ve

Şimdi...

Gidip tek nefeste ve bir seste...

İkiye bölecek penceremden dünyayı dudaklarım..

Eyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy

Zalim

Yarrrrrrrrrrrrrrrrrrrr...!

Sadece Sen olma diye ..

Canımın en can yerini..

Yüreğimin Sesini Susturdum..

Ve yüreğimin yarasına..

Tuz bastım...Kanasında içindeki sen çıksın diye..

Gitsene...Nolur..! ...Bi gitsene..!

Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksa, sıcaklık hep mevsim normallerinin altında. Bu yüzden meteoroloji raporları umurumda bile değil. Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?

Burada mısın değil misin belli değil. Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun, bazen sonsuz kalışların. Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman, bazen de yalnız karanlıklardasın. Bitmek bilmez bir şarkısın ama ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söyleyemiyorsun? Neden susuyorsun?

Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin? Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik. Kendi kendiyle konuşana deli derler ya, beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi. Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne…

Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü… Yokluğunu yürüyorum sokaklarda. Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh. Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni. Hiçbir şey yapmadan beklerler ya hücrelerinde, ölümün soğuk nefesini hissederek… Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen ,bu bekleme işkencesi bitsin diye…Bu yokluk hissi öldürecek beni…

Gelebilme ihtimalinse yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy. Gelmek iste bana. Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana…

Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını. Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak. Ben o gönlü genişlerden değilim. Madem içimdesin, yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın. Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok..

Şimdi yalnız geceleri seviyorum. Seni yıldızlarda buluyorum. Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı. Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan, bu yüzden gece, el ayak çekilmişken, hiçbir ses yokken sen ve gece.. Zaman geçer,her şey unutulur, bir örtüyle kaplanır acılar ama… BİR TEK SENİ UNUTAMAM..










Beklenen Sevgiliye

 

"Güzel olan hiçbir şey eskimez.” dedi dostum. İncecik bir sızı duydum, sustum...
Gözlerimi kapayıp kana kana içtim kelimelerini. Eskimiyordu hiç, biliyordum...
Senin gözlerimde hiç eskimediğin, eskimeyeceğin gibi...

Ben seni bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirdim ama sen buldun beni.
Bende kaybettiğim beni... Uzansam sana, dokunmak bir şey değil yanmaktan korkuyorum.
Korktukça kaçıyorum senden, kaçabildiğim kadar uzağa...
Ne kadar uzağa kaçsam o kadar yanıbaşımda oluyorsun sonra...
Ben de kalemimi elime alıp yazıyorum. Tükenmez kalemim tükeniyor,
konuşan dilim lal oluyor, anlatamıyorum seni kağıtlara...

Yaşam aşk rengine büründükçe dağlar hasrete yükleniyor.
Dağlar taşır mı bu yükü bilmem ama ben eziliyorum hasretten.
Aşkın tedavisi yok mu?
Acılar çekiyoruz ve tel tel kopuyor hayat ellerimizden. Uzanıyorum, tutamıyorum kopan ipleri.
Dur ve bak şimdi geçmişe. Neredeyiz?
Başta mı, sonda mıyız, yoksa bu sokağın adı aşk çıkmazı mı?

Her bahar bir başlangıç ve her güzel şey umuda yeni bir adım.
Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan.
Sobelendik çoktan. Çıkalım ve geçen bahar
gibi umudumuzu uçuralım kendi
gökyüzümüzde bu baharda.
İzin verelim martı seslerine,
çekelim içimize çiçek kokularını papatya bahçemizde...
Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan ve kaçalım bu dünyadan..

Yorulduk...Yıprandık...
Ama her bahar umut demek hala...
Umudum var ama yine de gözlerim yanıyor...
Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar ağlıyorum...
Sonra yüreğimde ebem kuşağı çıkıyor.
Her renkte seni görüyorum.
Mavi hayallerimizi, sarı bizi ısıtan güneşi çağırıyor aklıma.

Tut ki bu bahar da diğer baharlar gibi bitsin.
Ne çıkar...Kaç bahar kaldıysa ömrümde
benim o kadar umudum var.....








Kollarında Uyuduğum Geceleri Unut....



Ben güzel günleri bekliyorum bir başıma
Sen kalabalık yalnızlığının içinde
Sahte tebessümler ekliyorsun gözyaşına...
Söyle hangimiz daha mağlubüz?
Hangimiz daha yalan bu oyunda?

İçimde bir gitmek var
Ve sen biliyorsun bunu...
Aldırma mutluluk bize uğramadı
Ayrılık! kör olasıca katil!
Yüreğime çevirdi namluyu.....

Kollarında uyuduğum geceleri unut
Farzet ki kadehleri değdirmedik birbirine
Her ne varsa yaşanan, yok say!
Ben meçhul yarınları bağlıyorum, senli dünlerime.... 






Masum Gözler

 

Rüyalarımda hep sen vardın
Uyanamadım uyanmak istemedim
Öptüm kokladım seni doyamadım
Ellerini bırakmak zor geldi

Ağladım resimlerine bakıp bakıp
Düş kurdum gözyaşları akıtıp
Nefret ettim yine sensizlikten
Ölümle birdi tıpatıp

Ama olsun seviyorum yine seni ben
Özlüyorum yine ta derinden
Yalnız kalsamda buralarda
Güç alıyorum masum gözlerinden

Gel artık çıkar beni karanlıktan
Uzat artık uzat bana ellerini
Kurtar ne olur kalbim seni
Arar ayırma benden gözlerini

Özlüyorum seviyorum durmaksızın
Artıyor sevgim günden güne
Çıkıp geleceksin diye ansızın
Bekliyorum hergün seni ben

Ama olsun seviyorum yine seni ben
Özlüyorum yine ta derinden
Yalnız kalsamda buralarda
Güç alıyorum masum gözlerinden....








ÖLDÜĞÜNÜ
SÖYLEMEDİLER....


Biz seni gülerken tanımıştık,
Ağlarken
değil.
Gül kırmızısı yanaklar
Deniz kadar engin
Ormanlar kadar derin

Su gibi berrak bakışlar
İlk gün kadar saf
İlk gün kadar temiz

Son gününde bile
Sonu kabul etmemişsin.
Sakın ağlamayın
Sonra
küserim
Üzülürüm demişsin.
Yürek dolusu dua,
Gözlerden taşacak,

Kandillerde selam,
Aminlere karışacak.
Olsa yetermiş,
Görüşmek
üzere
Giden senmişsin
Üzülmeyeyim diye
söylettirmemişsin
Bir
acıyı tazeledim
Yüreğimde ateş gibi
Gözyaşı karışmış hikayeler

Doğduğu güne inat
Öldüğünde bile güzel
Gülümsüyordu dediler.

Seni arıyordum bilmeden
Öldüğünü söylemediler.....


SANALGERÇEKLER..( ALINTI )






BENİM MAVİLERİM YALNIZ
BENDE YAŞIYOR.......


Sen bir yalandın benim kurdugum

Kendimi ben diye sende buldugum
Hem göz yasın hemde gülüsün oldugum

Sen bir yalandın benim kurdugum

Durdu içimde zamansız ağlayan
yalnızlık
Sana ait o yaslar ellerimde bu kadarcık
Girdigin o kapıdan
aydınlıgını al ve cık
Sen bir yalandın benim kurdugum

Dostum dedigim
neden niye beni üzüyor
Adımlarım yolunu sasırmıs etrafımda gezıyor
Benim
mavilerim yalnız bende yasıyor
Sen bir yalandın benim kurdugum


Gölgen yok ki kayıp gölge nedir bilmezsin
Gölgeler içinde ben
gibisin ama görmezsin
Korkma!Karanlıgıma düşer düşer ölmezsin
Sen bir
yalandın benim kurdugum...



AYRILIĞA ÇARPA
ÇARPA.....


Bir
hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları
duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,

Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor
beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...
Ellerime kar diye
yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde
sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...



İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve
her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,

Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,

Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !

Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana, sende aşkı
buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...


Suskunlukta sesler daha
çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir
düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana, avaz
avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir
kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...
Şimdi yokluğa düşüyor
zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma, bırak bana
uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar, bense
sustuklarımı..

alıntı








FARKETTIM
KIIIIIIIIIIIIIIIIIII


FARKETTİM Kİ....

Hayatıma bir

şekilde bir yerlerden giren herkes

Önceki yaralarımdan bahsediyor

Onlara

neden olanlara lanet ediyor..

"Ben farklıyım,onlar gibi değilim"

"Benden

sana zarar gelmez"

"Bana güven,seni incitmem.."

diyor..

 

 

 

İncinmemek için koyduğum duvarları görünce

alınıp,darılıyor..

 

"Ben onlar gibi değilim!"

kalbine tornavidayı sokup

gülümseyerek

çevirmem gözlerinin içine bakıp..

"ne olur güven bana!"

Beni kendimle

bitip tükenmek bilmeyen alışverişlere sokuyor yeniden..

Aynı şeyleri

defalarca sorgulamak..

kızılacak yerde bile kızamamak..

 

Affetmek..

 

 

Geçmişi affetmek,geleceği affetmek..

 

Olanları..olacakları..herşeyi,herkesi affetmek..

 

Güvenmek..

 

 

Bir kez daha,en olmadık zamanlarda..en olmadık insanlara..

en

olmadık erdemleri,güzellikleri yükleyip..

 

"Güvenmek..!"

 

Bir süre

huzur..Küçücük,ufacık..

Bir parça "huzur"..

 

 

Ya da kendine huzur

ısmarlamak gibi birşey benimkisi..

Kumdan kaleni yapıp da azgın dalgaların

onu yıkmayacağına inanmak gibi..

aslında devamlı göz kırpan gerçeği görüp de

gözünü kapamak..

karşındakine sahip olmadığı payeler vermek..gözünde

büyütmek..

polyannanın ruhunu yüceltmek..

gözünün içine bakıp birşey

söylendiğinde sorgulamamak..

rüzgar esince bütün kartlar dağılmayacakmış

gibi gülümsemek..

sevabıyla günahıyla kabul edip inanmak..

güvenmek işte

be... güvenmek!

 

Sonra...

 

O güvendiklerim..diğerleri gibi

olmayanlar hani...

Beni gözünden sakınanlar..

An geliyor onlar, öyle

ilginç..

öyle orjinal.. öyle sinsi..

Ama aslında o kadar basit,

o

kadar belli ve "klasik" bir şekilde

ağır adımlarla..

farklı bir yoldan

yürüyüp..

Kabuk bağlamış yarayı bir anda parçalıyorlar

 

 

Aynı

yaraya bir sürü kardeş getiriyor sevdiklerim..

değer verdiklerim..

 

"güvendiklerim.."

 

 

Hayat beni hep aynı yerden kanatıyor...

 

Farklı yollardan,

farklı insanlarla ama..

 

Hep aynı

yerden...








 

yar..gidiyor musun..?

 

yar..gidiyor musun..?

g

i

t

m

e

...

oysa öyle çok alışmıştım ki...farketmiyor musun...kokun iliğime işlemiş..GiTMe...

Yar gidiyor musun?

GiTMe...içimde bir korku var...

bu ayrılık değil demen neye gebe?ne gelecek bu kara günlerin ardından..?güneşli günler mi...hayır..!yağmur,çamur,sel bundan sonrası..!ayrılık değil deme...

GiTMe...ayrılık olur bir adım sonrası...

Biliyor musun?

Böyle baslar ayrılıklar ...

yar..gidiyor musun..?GiTMe...

bu sefer duy feryatlarımı..arkanı dönüp rüzgarlar estirme...bir adım daha atarsan kötü olacak sonum...yitme...

Gel biraz; kokunu bırak,

Baharımı al; soguktur oralar ...

hadi vazgeç bu deli sevdandan..!üşürsün,kırılırsın...kokun benden başkasına yaramaz aldanırsın..ağlatılırsın..GiTMe...

düşme düşümden..ezme yüreğimi..GiTMe...

Aglıyor musun?

Aglama; hayırlar ugurlar ...

gidiyorsun...bana arkanı döndün yar..!bana sırtını dönüp bir adım daha atabildin..!!yıkılmadın hem de..dağlar gibiydin..geçip gidebildin..gözlerime bakarken benden vazgeçebildin...yolun açık olsun..uğurlar olsun..

Gurbete giden döner mi dönmez mi

Belli degil bilirim

Ben bir karaagaç gölgesi buldum

Cebimde ümitlerim...

gittin...dağlar gibiydin..altında kaldı sevdam..karanlıkta kaldım...

ümitlerimi rafa kaldırdım..sevinçlerim yok artık..sen gelene kadar güneş yok..

gölgendeyim...

yar..gidiyor musun..?

g

i

t

m

e

 






 

Sen geldin benim deli köşemde durdun...

 


Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk

Konuştun güneşi hatırlıyordum
Gariptin yepyeni bir sesin vardı
Bu ses öyle benim öyle yabancı
Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

Dişlerin öpülen çocuk yüzleri
Güneşe açılan küçük aynalar
Sert içkiler keskin kokular dişlerin
İçinden geçilen küçük aynalar

Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin








Yollar... Varamnaz Bir Yere

Bir bir söner şehrin ışıkları.

İnceltilmiş yalnızlık sözleri salınır; koyu lacivert gecenin koynunda...
Yalnızlığın da imitasyonu sürüldü piyasaya diye
geçirirsin içinden, gülümsersin.

Bir sigara yakar, usulca aralarsın perdeyi.
Buz tutmuş camın alnına değdiği yerde tütmeye başlar,
yitirilmiş sevdaların pişmanlığı...

Arka sokaklardan boğuk motor sesleri işitirsin.
Bilirsin her gidenin bir yere vardığını...
Ama yollar kendine öncedir,
varamaz bir yere, bunu da bilirsin.

Uzar gider köpek ulumaları, ıssız caddeler boyunca...
Buğulanmış cama harfler çizersin.
Anlamlı hiçbir şey kalmamıştır aklında...

Eğilirsin. Bir kitap alırsın kitaplığın en alt rafından...
Okumak isteyip istemediğini bilmezsin.
Rastgele karıştırırsın sayfaları.
Kemirmeye başlar içini,
geceyi uzatmak için kurduğun tüm tuzakların boşa gitmesi...
Sabahın ilk ışıklarına yakalanmaktan korkarsın.
Alelacele bırakırsın kitabı bir sehpaya.
Unutursun gece lambasını kapamayı, yorganı üstüne çekersin...

Bilirsin her gidenin bir yere vardığını...
Ama yollar kendine öncedir,
Varamaz bir yere. Bilirsin...






BEİSURU'YA

Şimdi burada olsaydın...Nefesin kulağımda olsaydı yine!
Bugün seni anlattım uzun uzun! Daha önceleri yaptığım gibi. Sanki kötü son hiç olmamış gibi geldi birden,sanki sen birazdan kısa ve öz bir notla hayatımda olduğunu yeniden hatırlatacakmışsın gibi geldi..Sanki sabah uyandığımda tlfunuma bakıp 'Özledim!' yazısını görünce yine kocaman gülümseyip benim için ne anlam taşıdığını düşünecekmişim gibi geldi.Sanki sen hep bendeydin,hiç gitmemiştin!
Herkesten uzak yaşadım her şeyimi! Senden bile... Dünyamı nasıl tıka basa doldurduğunu bilmedin hiç,bir gülüşünle nasıl mutlu olduğumu...Bilmedin! Söylemedim! Neden böyle yaptım? Neden senden uzak-umursamaz göründüm? İçimi bunlar kemirirken neden bilmiyorum yine de sana güçlü görünmeye çalıştım.
Bana ulaşamammaktan kendimi dünyadan en önemlisi senden soyutladığımdan şikayet ederken,beni koca bir boşlukta kaybettiğini söylerken dinlemiyormuş gibi yapıp ağladım....Lanet olası şarkı çok acıklıydı-ya da gözüme toz kaçmıştı...(Sana-Bana-Bize ağlıyordum! Ama bunu bile inkar edicek kadar zayıftım işte!...)
Yanlış zamanlamaydın benim için ya da dünyam çok geniş fakat oksijen tek kişilikti benim için! Ve sen dünyana gelen yabancıları yüzünde acı bir tebessümle tanıtıyordun bana! Ben yine umursamaz maskemle karşılıyordum seni...Bir adımımla ne depremler yaratıcağını her şeyi enkaz yığınına çevireceğini anlatıyordun-bunu bilmenin rahatlığı ben yine çekip gidiyordum...Gitmeler çoğaldıkça uçurumlar büyüdü.İnadımı yenip haykırdım kendime(!) seviyorum artık ,bende seviyorum diye...Artık çok geçti...Anladım, bazı insanlar hayatta bir kez karşına çıkıyormuş ve sıkı sıkı tutmazsan uçup gidiyormuş! Seni son görüşüm... Hala içimi acıtacak kadar taze... O uçurumun kapanmayacağını düşünürken gözlerim anlattı her şeyi...Sen sustun-dinledin. Ve son...
Gitme deseydin,
kalırdım!....








IŞIK VE BEN

KENDİMİ IŞIĞA ÜRKEKÇE BAKAN BİR TAVŞAN GİBİ HİSSEDİYORUM BU GECE. TAVŞANINKİDE DİİLMİDİR Kİ HAYATA BAKIŞI SON BİR DEFA?.. BENDE HAYATIMA BAKIYORUM YAŞANMIŞLIKLARA,YAŞANACAK OLANLARA BELKİDE!
son bir bakış...
SON...
OLMASIN BÖYLE!! EVET İÇİMDEKİ ÇIĞLIK BÖYLE DİYOR 'OLMASIN BÖYLE!' SON DEĞİLMİYDİKİ SONSUZLA BİRLEŞEN? VE HER SON ASLINDA İÇİNDE CILIZ BİR UMUT BARINDIRMIYORMUYDUKİ?
BEN DEĞİLMİYDİM Kİ ASLA KORKMAM,HAYAT BENİM UMUDUM KARŞISINDA DAİMA DİZ ÇÖKMEK ZORUNDADIR DİYEN?
EVET,İŞTE HAYAT BİZE BÖYLE ANLARDA SÜRPRİZLER HAZIRLIYO! SÜRPRİZLER KEYİF VERİCİDİR GENELDE BU İSE ACI VERİYO...CANIMIZI YAKIYO...VE HAYAT ARDINDAN O ŞUH KAHKAHASINI ATIYO BİZE İNAT EDERCESİNE..DÖNÜP DOLAŞIP BİR HİÇ OLDUĞUMUZU DÜŞÜNMEMİZİ SAĞLIYO..VE BELKİDE AĞLIYORUZ...
UMUTLARI PARAMPARÇA EDİP HER Bİ PARÇAYI ASLA UZANAMAYACAĞIMZ YERLERE ATIYO..PARMAKLARIMIZIN UCUNA BASSAK BİLE ASLA ULAŞAMIYORUZ ONA!
İŞTE HAYAT HER ŞEYİ BAŞTAN BAŞTAN YAZIYO VE BİZE KABULLENMEKTEN BAŞKA ÇARE BIRAKMIYO!
İSYAN YOK!!!
YAPBOZUN BİR PARÇASIYIZ HER BİRİMİZ...SONLAR VAR HER BAŞKALDIRIŞDA, BİRDE BİTİP TÜKENMEYEN ACI ÇIĞLIK SESLERİ...DAĞ OLSAN TAŞ OLSAN FAYDASIZ! ACIYO YİNE HER YERİN ,TİTRİYO ELLERİN... BAKAKALIYOSUN HER ŞEYE!
HER ŞEYE....
MUTLULUK SAÇMALIĞINI BIRAKIYOSUN...HİÇSİN HİÇÇ!!!
İŞTE BEN BUGECE ÖYLE OLDUĞUMU HİSSETTİM!
Bİ HİÇÇÇÇÇ!!!.....








Kadınlar Kamyon Şoförü Olursa Kamyon Arkası Yazıları Nasıl olur



-yolların ustasıyım,röflenin hastasıyım

-gaz fren şanzuman, manikürsüz halim duman

-sen batan güneş, ben yollarda kremşanti

-miras değil sevgilim hediye etti güzelim

-bir sana hastayım, diyete girdim y astayım

-kulağıma takarım küpe, geçemez beni hiç bir züppe

-torpidonda aseton yoksa güzelim, mühim değil ben
mazotla da silerim

-nazar etme ne olur evlen senin de olur

-Rujum biter yollar bitmez...

-makyaj çantam yanımda, içindekileri dizerim..sakın

beni geçmeyin hepinizi çizerim ...

-bir makyaj yapmaya doyamadım, bir de sana ...

-saçlarımı savururum, güneş gibi kavururum..beni

sollarsan eğer, arabanı uçururum..



































 
 

http://www.ozgur03.tr.gg

---ozgur03.tr.gg---

Türkiye'nin
SEVGİ
VE
DOSTLUK
Platformuna
Hoşgeldiniz

---ozgur03.tr.gg---

İsim Sözlüğü

 
 
  ip-numaram.com IP adresi

 
 
   
 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol